Özbekistan Ankara Büyükelçisi Alişer Agzamhocayev ile 26 Mart Cumartesi tarihinde gerçekleştirdiğimiz özel röportajı ilginize sunuyoruz.

Röportaj: Aslı Nur Çankçı

Alişer Agzamhocayev Kimdir?

1957 Yılında Taşkent’te doğdu. 1980 yılında Taşkent Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1982-1990 yılları arasında çeşitli kurumlarda çalıştı. 1990-1995 yılları arasında Özbekistan Cumhuriyeti Âli Meclisi Gençlik Komisyon Başkanlığı, 1995 yılı Özbekistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı BDT Ülkeleri Dairesi Başkanlığı, 1995-1998 yılları arasında Özbekistan Cumhuriyeti Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarlığı, 1998-2000 yılları arasında Özbekistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı BDT ülkeleri Dairesi Başkanlığı, 2000-2012 yılları arasında özel "Crown Furniture LTD" İşletmesi Genel Müdürlüğü, Temmuz-Eylül 2017 tarihleri arasında Özbekistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkeleri ve Rusya ile İşbirliği Dairesi Başkanlığı görevlerini yürütmüştür.Eylül 2017’den beri Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği görevini yürütmektedir

Bugün Taşkent’e Gittiğinizde Türk lokantaları, İş Hanları ve Mağazalarıyla Karşılaşırsınız. Türk İş İnsanlarının Ülkemizde Böylesine Aktif Olmasında Haliyle Kültürel Yakınlığımız ve Kardeşlik Bağlarımız Etkili Olmaktadır. 

Sayın Büyükelçi Sizin gibi diplomasi konusunda son derece tecrübeli biriyle böyle bir röportaj yapacağımız için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bu fırsatı bize verdiğiniz için teşekkür ederiz.   1990’lı yılların ortalarından itibaren uzunca bir süre Özbekistan - Türkiye ilişkileri ne yazık ki durağan seyretti. Fakat sizin Ankara’da görece başladığınız tarih de denk gelen 2017 yılından bu yana iki ülke ilişkileri olağanüstü hızlanarak stratejik boyutlara ulaştı. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ve Özbekistan arasındaki ilişkiler klasik terimler ve diplomasi sistemleriyle izah edilemeyecek kadar doğal ve özeldir. Ortak tarih ve dil gibi özelliklerimizi de dikkate aldığımızda bahsini ettiğim yakınlığı daha iyi anlayabiliriz. Sorunuzda değindiğiniz gibi 2017 yılından bu yana ülkelerimizin ilişkileri olağanüstü hızlanarak stratejik boyutlara ulaşmıştır. Ancak buradaki en önemli etkenin bizlerin naçizane çalışmalarından ziyade Sayın Cumhurbaşkanlarımızın gösterdiği siyasi irade ve diyalog olduğunu özellikle ifade etmek isterim.

Bununla birlikte ekonomik entegrasyonun ve karşılıklı yatırımların artmasında öncü rol oynayan iş insanlarımızın ve girişimcilerin gayretleri de oldukça kıymetlidir. Sosyal bağlarımızın ekonomik işbirlikleriyle taçlanıyor olması da bizler için çok önemli bir kazanımdır. Büyükelçi olarak göreve başladığım 2017 yılında Türkiye ve Özbekistan arasındaki ticaret hacmi sadece 1 milyar dolar civarındaydı. 2021 yılında ise 3 milyar 600 milyon dolar eşiğine gelerek büyük bir atılım gerçekleştirdiğimizi belirtmeliyim. Yine sadece 2021 yılında Türkiye sermayeli 407 şirketin Özbekistan’da kurulduğunu ve totalde iki bin Türk şirketinin ülkemizde aktif faaliyet gösterdiğini dikkate aldığımızda ikili ilişkilerde ciddi bir ivme kazandığımız görülüyor.

Türkiye doğrudan yatırım hususunda Rusya ve Çin’den sonra üçüncü ülke gelerek ülkemizde ve bölgemizde önemli bir rol oynamakta. Bugün Taşkent’e gittiğinizde Türk lokantaları, iş hanları ve mağazalarıyla karşılaşırsınız. Türk iş insanlarının ülkemizde böylesine aktif olmasında haliyle kültürel yakınlığımız ve kardeşlik bağlarımız etkili olmaktadır. Özbekistan’daki arkadaşlarımı hafta sonu arayıp ‘Ne yapıyorsunuz? Neredesiniz?’ diye sorduğumda bana Türkçesiyle: “kahvaltı yapıyoruz” diyorlar. Bu da karşılıklı etkileşimin bariz bir ifadesidir. Bunun yanı sıra Özbekistan’daki dizi ve film sektöründe Türkiye’nin ve Türk dizilerinin çok önemli bir yeri var. Türkiye’ye geldikten sonra elçilik binasında Özbekistan’ın ulusal kanallarını ayarladık. Eşime dönüp dedim ki: “artık Özbek sinemalarını da görebileceğiz.” Sonra baktık ki Özbek televizyonlarında da çoğunlukla Türk dizileri ve programları gösteriliyor…

 

Malumunuz geçtiğimiz dönemde Türk Konseyi kapsamlı bir dönüşüm yaşadı ve Türk Devletleri Teşkilatı olarak adı değiştirildi. Uluslararası Kurumsal bir yapıya kavuştu ve Türk Devletleri arasındaki iş birliği ve stratejik ilişkiler konusunda beklentileri olağanüstü derecede yükseltti. Özbekistan için Türk Devletleri Teşkilatı’nın önemi nedir?

Evet, 12 Kasım 2021 tarihinde güzel Türkiye topraklarında, kadim tarihe sahip Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen Türk Konseyi’nin son Zirvesi tarihi ehemmiyeti haizdi. Etkinlik Türkiye Ev Sahipliğinde yüksek düzeyde organize edildi. Toplantıda Türkmen kardeşlerimizin katılımı ve kendilerine gözlemci ülke statüsünün verilmesi de ayrı bir heyecan yarattı.

Toplantıda Türk Konseyi adının “Türkî Devletler Teşkilatı” (TDT) olarak değiştirilmesi işbirliğimizi daha da geliştirmek için sağlam temel oluşturmuştur. Böylesi önemli bir adımın Teşkilatın uluslararası arenadaki yeri ve nüfuzunu keskin şekilde artıracağına inanıyorum.

Söz konusu Zirvedeki konuşması sırasında Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şavkat Mirziyoyev önemli önerilerde bulunmuştur. Türkî Devletler Ticaret İşbirliği Araştırma Merkezi kurma, "Türkî Devletler Teşkilatı’nın Ulaştırma Alanında Karşılıklı Bağlantısallık Programı" geliştirme, Özbekistan’da "Türkî Devletler Sanayi Haftası"nı düzenleme, IT uzmanları için kalıcı bir Platform oluşturma ve 2022 yılında alanda Uzmanlar Konferansını düzenleme, Türkî Devletler Çevre Koruma Kurumunu tesis etme, "Türk Dünyası Turizmi" ve "Teberrük Ziyaret" turizm projelerini hayata geçirme, el sanatları sergileri ve etnospor yarışmaları düzenleme, kültürel miras eserlerinin korunması ve restorasyonu ve diğer alanları kapsayan bir "Yol Haritası"nı ortaklaşa geliştirme, "Türk Dili Konuşan Ülkelerin Tarihsel, Bilimsel ve Kültürel Mirasını Araştırma Merkezi" kurma gibi teklifler bunların başlıcalarıdır.

Malum olduğu gibi sonraki ev sahipliğini Özbekistan üstlenecektir. Yeni adını alan Türkî Devletler Teşkilatı’nın ilk zirvesini Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde düzenlemek bizleri şimdiden heyecanlandırmaktadır. Bu vesileyle Özbekistan’da düzenlenecek Zirve kapsamında SDE’nin değerli mensupları ve takipçilerini tarihi Ata Yurtları’na davet etmekten mutluluk duyuyorum.

Ülkelerimiz Arasındaki Dostane ve Kardeşçe İlişkiler Dünyanın Sonuna Kadar Var Olsun! Bayraklarımız Açık Göklerde Hep Dalgalansın!

Sayın Büyükelçi ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi noktasında neler yapılabilir?

İlişkilerimizin daha da geliştirilmesi noktasında tanıtım faaliyetleri ve kültürel boyutun ayrı öneminin bulunduğuna inanıyorum. Bu düşünceyle Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde belediye ve derneklerin destekleriyle program ve etkinlikler düzenlemeye özen gösteriyoruz. Son yıllarda, bu alandaki çalışmalarımızı kalite bakımından daha da geliştirdik. Türk sinemacılarla ortaklaşa çekilen "Mendirman Jaloliddin" dizisi, Harezm Bölgesel Müzikal Dram Tiyatrosu’nun Nisan 2019’da Türkiye’de düzenlediği performans ve gösteriler, Kaşkadarya Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği Deli isimli eserin Uluslararası Maltepe Tiyatro Festivalinde en iyi oyun ödülüne layık bulunduğu bu alandaki başarılarımızın başlıcalarıdır. Geçen sene Aralık ayında Ankara ve İstanbul’da yapılan Özbekistan Kültür Günleri vatandaşlarımızın yanında Türk kardeşlerimizin de ilgi odağı olmuştur. Bir diğer etkinliğimiz de İstanbul’da gerçekleştirilen Korkut Ata Film Festivali kapsamındaki Özbekistan Özel Günü’ydü. Bu arada 4 Mart 2022 tarihinde Özbekistan ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 30. yıl dönümü vesilesiyle Türkiye’nin Bursa, Adana, Mersin, Isparta ve Afyonkarahisar gibi 5 ilinde ardı ardına tanıtım faaliyetlerini düzenledik. Bu güzel tarih dolayısıyla sizi ve SDE’nın tüm mensuplarını da içtenlikle kutlamak istiyorum. İkili diplomatik ilişkilerimizin pekişmesinde sizin gibi kardeş düşünce kuruluşlarının katkılarını her zaman yüksek takdir ediyoruz.

Ülkelerimiz arasındaki dostane ve kardeşçe ilişkiler dünyanın sonuna kadar var olsun! Bayraklarımız açık göklerde hep dalgalansın! Kan kardeşimiz, dildaş ve dindaşımız, sınamalı günlerde omuzdaş, reformlar sürecinde ayaktaş, stratejik yoldaş ve ebedi arkadaşımız Türkiye hep var olsun, kardeşliğimize göz değmesin!

 

Sayın Büyükelçim böyle bir röportaj yapma fırsatı verdiğiniz için ve samimi değerlendirmeleriniz dolayısıyla teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.