Röportaj: Yıldıran Acar (SDE Stajyeri)
Bu hafta, SDE Akademi olarak röportaj köşemizde Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Müsteşarı ve Rusya Kültür ve Bilim Merkezi Başkanı Doç. Dr. Aleksandr Sotniçenko’yu konuk ettik. Röportajımızda Türkiye-Rusya ilişkilerini ve Rusya’nın Suriye meselesi hakkındaki politikalarını ele aldık.
Doç. Dr. Alexandr Sotniçenko kimdir?
St. Petersburg Devlet Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Teorisi ve Tarihi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak yer alan Doç. Dr. Aleksandr Sotniçenko aynı zamanda Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Müsteşarı ve Rusya Kültür ve Bilim Merkezi Başkanı olarak görevine devam etmektedir.
Sayın Müsteşar, öncelikle hoş geldiniz. Bizlerle röportaj yapmayı kabul edip vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Rusya’nın Suriye meselesi hakkındaki politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Rusya olarak sınırımıza yakın yerlerde ve bölgemizde savaş istemiyoruz. Amerika bunu isteyebilir fakat o bölgeye zaten uzak. Bir yerde terör alanı olur ise o bölgenin sınırına yakın olan ülkeler de bu durumdan etkileniyor. Nasıl ki Suriye’de faaliyet gösteren DAEŞ, Türkiye’de İstanbul’da büyük bir terör saldırısı düzenliyorlar ise aynı durumu yaşamamak için önlemlerimizi alıyoruz. Biz Rusya olarak böyle bir tehdit istemiyoruz. Bölgedeki sorunu hep beraber çözeceğiz. Suriye hakkında Astana grubumuz ve üstün tecrübesi sayesinde inşallah başka alanlarda da başarılı olacağız. Rusya olarak biz YPG ve PKK’yı terörist bir yönetim organizasyonu olarak kabul etmiyoruz. Suriye ve tek devlet anlayışını savunuyoruz. Her zaman Kuzey Suriye yönetimini Moskova’ya davet ederek ve onlara şunu soruyoruz; “Biz Esat hükümetini koruyoruz. Suriye’yi tek devlet olarak istiyoruz, siz tek devlet istiyor musunuz?” ancak onlar istemediklerini dile getiriyorlar. Bu sebeple bölgede iyi bir diyalog maalesef yok. Biz Suriye’nin parçalanmasını istemiyoruz. Bizim için bölgedeki Arap ve Kürtler’in hepsi Suriye halkı, biz onları ayırmıyoruz, tek devlet olarak görüyoruz. O nedenle Kürtlerle konuşarak, “Lütfen geri gelin, biz sizin için bir demokrasi süreci organize edebiliriz, parti kurabiliriz” diyoruz. Bu demokratik süreç için Astana’da hep beraber çalışmalara başladık. İnşallah, umarım bu demokratik süreç devam edecek ve bölgede barış ve istikrar sağlanacaktır.
Sizce, Türkiye-Rusya ilişkileri şu an nasıl gidiyor ve nasıl daha iyi hale getirilebilir?
Bildiğiniz üzere Türkiye ile Rusya çok köklü bir ortak tarihe ve kültüre sahip. Böyle köklü iki milletin ilişkilerini geliştirmesi bölge içinde yeni bir istikrar sağlayacaktır. Tabi ki devletler olarak kendimize göre farklı politikalarımız olacaktır, bu ufak farklılıkları iş birliği ve diplomasi yollarıyla çok rahat çözeceğimizi düşünüyorum. Gördüğünüz üzere şu an Türkiye ile tarihimizde görülmemiş kadar çok iyi ilişkiler içindeyiz, biz bu ilişkilerin daha da kuvvetlenmesini ve artmasını istiyoruz. İlişkilerin iki ülke arasında artması için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız.
Röportajın sonunda Sotniçenko, bu ifadelerin ardından güzel Türkçesi ile samimi bir şekilde Aleksandr Dugin hakkında birkaç bir şey demek istiyorum dedi. Rusya’da Aleksandr Dugin önemli bir filozof ve düşünür. Ancak bunun dışında devletimizle bağlantısı ve görevi yoktur. Türkiye’de görüyorum ki Aleksandr Dugin’in Rusya Devleti’ne çalıştığı düşünülüyor, böyle bir algı var. Hatta geçenlerde eşime de “Türkiye’de Aleksandr Dugin, Putin’den daha meşhur” dedim. Son olarak bu konuyu netleştirmek istedim, Aleksandr Dugin, Rusya’da yaşayan sadece akademisyenlik yapan bağımsız bir filozoftur. Sözlerime son vermeden önce misafirperverliğinizden dolayı çok teşekkür ederim.
Sayın Müsteşarım, samimi yanıtlarınız ve kıymetli vaktiniz için çok teşekkür ederiz.