Güney Sudan Ankara Büyükelçisi Majok Guandong Thiep ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajı ilginize sunuyoruz.
Röportaj: Merve Kılıç
Majok Guandong Thiep Kimdir?
1 Ocak 1961 yılında Jonglei Eyaleti’nde dünyaya gelen Thiep, 1983-1986 yılları arasında Juba Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi ve Muhasebe, 1989 – 1990 senelerinde ise Warwick Üniversitesi’nde Yönetim Alanında Yüksek Lisans derecesi sahibi olmuştur. 2004-2005 Yılları arasında Birmingham Üniversitesi’nde Diplomasi ve Uluslararası İlişkiler Doktora öğrencileri program tamlamıştır. 2006- 2011 Yıllarında; Güney Sudan’ın Kenya Olağanüstü Durum Büyükelçisi ve Tam Yetkilisi ve UNEP ve BM HABITAT Daimi Temsilciliği, 2011’de Devlet Başkanı Protokol Ofisi Müdürlüğü yine aynı sene Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Müsteşarlığı yapan Thiep, 2012- 2014 yıllarında ise Güney Sudan’ın Kenya Olağanüstü Durum Büyükelçisi ve Tam Yetkilisi ve UNEP ve BM HABITAT Daimi Temsilcisi olarak görev yapmıştır. 20 Ekim 2014’den beri Güney Sudan’ın Ankara Büyükelçisi olarak görev yapmaktadır.
‘Afrika’dan Ziyade ‘Afrika Birliği’ Söylemi Tercih Edilmeli. Biz Bir Şemsiye Altında Olsak da Bağımsız Ülkeleriz. Her Bir Farklılığı Değerli Görmeliyiz.
Sayın Büyükelçi, öncelikle nazik kabulleriniz için teşekkür ederiz. Uluslararası kamuoyu Afrika özelinde tek düze bir yaklaşım sunuyor. Oysa Afrika kıtası dünya nüfusunun önemli bir oranını oluşturmakta(%15) ve başta iklim olmak üzere kültürel değerler ve sosyolojik yapı itibariyle de bambaşka özellikleri kendi içerisinde barındırmaktadır. 54 Ülkenin bulunduğu kıtayı nasıl okumak gerekiyor? Afrika Birliği bu bakışta ne kadar etkili?
Önemli bir soru. Bu hususa dikkat çektiğiniz için teşekkür ederiz. Afrika kıtası dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır ve 54 ülkeden oluşmaktadır. Kendi içerisinde dokuz bölge olarak da ele alınan devasa bir kıtadan bahsediyoruz. Bu noktada herkesin bakış açısını genişletmesi gerekiyor. Benim dikkat çekmek istediğim husus; bölgeyle ilgili tanımlama yapılırken ‘Afrika’dan ziyade ‘Afrika Birliği’ söylemi tercih edilmeli. Biz bir şemsiye altında olsak da bağımsız ülkeleriz. Her bir farklılığı değerli görmeliyiz. Uluslararası kamuoyu da bu şekilde düşünmelidir.
1967 Yılında kurulan ve Afrika kıtasının stratejik güç unsurlarından biri haline gelen Doğu Afrika Topluluğu, başta ekonomik ve askeri alanda olmak üzere bölgede etkili bir unsur. Bu bağlamda Güney Sudan ve Doğu Afrika Topluluğu arasındaki ilişkiler gelecekte nasıl olabilir, bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Doğu Afrika Topluluğu, Doğu Afrika Federasyonu üyelerinin tek egemen bir devlet haline getirilmesi yolunda öncü bir kuruluştur. 2010 Yılında ortak bir para birimi ve sonunda tam bir siyasi federasyon oluşturma hedefiyle bulunduğu bölgede ortak mallar ve emek piyasasını başlatan bir topluluktur. 2013 Yılında yapılan bir protokolle on yıl içerisinde finansal birliğini sağlamak için birtakım anlaşmalar imzaladılar. Son olarak 2018 Senesinde bölgesel bir anayasal taslağı hazırlama sürecini başlatmak için bir komite kurdular. Bu noktada ilgili topluluğu dikkate aldığımızda, Afrika Ülkeleri’nin ilişki modellerinin derinleştiğini görüyoruz. Belirli hususlarda görüş ayrılıklarımız da olsa ancak her şeyden önce biz bir olmalıyız. Doğu Afrika bloğuna katılıp-katılmama kararını ülkemin kendi halkı verecektir. Bunların gerçekleşmesi için bir referandum gerekebilir çünkü bir noktada egemenlik haklarınızı bir üst kimliğe devretmektesiniz dolayısıyla halkların iradesi büyük bir önem teşkil ediyor.
2011 Yılında Sudan’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanan Güney Sudan, uluslararası tanınırlığı olan en genç ülkedir. Bu durum başta finansman olmak üzere kamu işleyişi noktasında Güney Sudan için ne gibi zorluklar getiriyor?
Güney Sudan zengin bir ülke. Petrol üretimi şu anda çok fazla. Bu başlı başına bize finansman sağlamaktadır. Buna ilaveten Güney Sudan’da hayvancılık da çok iyi bir noktada; öyle ki hayvan sayısı insan sayısından fazla. Bu kazanımlarımıza da dikkate aldığımızda diplomatik kurumlarımızı ve kamu işleyişimizi kolaylıkla tesis edebiliyoruz.
Sudan’ın İngiliz Sömürgesinden Kurtulmasının Hemen Sonrasında Bağımsızlık Hareketimizin İlk Nüveleri Atıldı.
Güney Sudan’ın Sudan’dan ayrılmasında etkili olan temel faktörler nelerdi? Bu uzun soluklu mücadeleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, Güney Sudan’ın bu konuda mücadelesi çok uzun sürdü. Sudan’ın İngiliz sömürgesinden kurtulmasının akabinde bağımsızlık hareketimizin ilk nüveleri atıldı. Güney Sudanlılar bir federal sistem talep ettiler ancak bu talebe Sudan’ın bağımsızlığından sonra izin verilmişti ama gerçekleşmedi. Bu süreçten sonra Güney Sudanlılar nezdinde bağımsızlık fikri artmaya başladı. Çünkü Güney Sudan için federal sistem düzeni daha iyi olacaktı. Başta kamusal düzen olmak üzere birçok noktada Güney Sudanlılar ayrımcılığa maruz kalarak ötekileştirildiler. Sosyal yardımlardan Güney Sudanlıların istifade edememesi; kamu personeli alım süreçlerinde adil bir yaklaşımdan uzak bir şekilde yapılan alımlar ve benzeri faktörler de bizi bağımsızlığa götüren süreçte önemli birer etken olmuştur.
Güney Sudan ağır bir insani kriz yaşıyor. Bu insani krizin çözülebilmesi için ne gibi projeleriniz var?
Bugün dünyada sorun teşkil eden önemli konu başlıkları var; pandemi, iklim değişikliği ve bunların neden olduğu küresel enflasyon. Bütün dünya büyük problemler ile sınanıyor. Bu gibi sorunları dikkate aldığımızda Güney Sudan toplumunun bir kısmının birtakım sıkıntılar yaşıyor olması bizler için üzücü bir gerçektir. Özellikle son iki yıldır etkisini daha da hissettiren iklim değişikliği çiftçilerimizi ve halkımızı ciddi oranda etkilemiştir. Ani yağmur yağışları ve seller nedeniyle geçtiğimiz sen on eyaletimiz sular altında kaldı. Başta bu süreç olmak üzere Türkiye’nin kurum ve kuruluşlarıyla her zaman yanımızda olması; TİKA aracılığıyla kalkınmamıza sunulan destek, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüleri ile de kültürel ve eğitim faaliyetleriyle yapılan katkıyı çok anlamlı buluyoruz. Özetle gerek ilgili kurumlarımız gerekse de Türkiye gibi müttefiklerimiz ile projelerimizi şekillendiriyoruz.
Sayın Büyükelçi değerli vaktinizi bizlere ayırdığınız ve içtenliğinizle sorularımıza yanıt verdiğiniz için teşekkür ederiz.