Röportaj: Serhat ŞABAP, Yıldıran ACAR
Öncelikle hoş geldiniz sayın büyükelçim, bizlerle röportaj yapmayı kabul edip vakit ayırdığınız için teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
Zihinlerimizde canlanması ve daha iyi anlayabilmemiz açısından bizlere Kosta Rika’nın tarihinden kısaca bahsedebilir misiniz? Ayrıca dünya kamuoyunun da bildiği üzere Kosta Rika 1948 yılında ordusunu lağvederek silahsızlanmıştır. Kosta Rika’nın bu kararı almasında etkili olan faktörler nelerdi?
Tabi ki, öncelikle nazik davetiniz ve ilginiz için teşekkür etmek istiyorum. Kosta Rika’nın tarihini 14. yy itibariyle ele almakta fayda var. 14. yy’ın sonlarına doğru İspanyol kontrolüne girmiştir. Lakin İspanyolların bizim üzerimizde çok fazla müdahalesi olmadığından kendi bağımsızlığımızı ve kendi varlığımızı inşa etmemiz oldukça kolay oldu.
Bağımsızlık sürecimize de kısaca değinmek istiyorum. Biz, bir mektupla at üstünde gelen ‘bir adam’ aracılığıyla bağımsızlığımızı elde ettik, gelen kişi bize artık bağımsızsınız dedi. Böylece bağımsızlığımıza kolaylıkla kavuşmuş olduk. Bu durumu Kosta Rika’nın kendi geleceğini barışçıl yollarla inşa etmesine sebep olan faktörlerden biri olarak okuyabiliriz.
Peki sayın Fallas dünyada her geçen gün artan bir silahlanma yarışı var. Bu silahlar devletlerin en önemli güvenlik unsurlarından biri olarak görülüyor. Kosta Rika olarak silahlanma yarışının her geçen gün arttığı bu süreçte güvenliğinizi hangi unsurlarla sağlıyorsunuz?
Ordumuzu lağvettikten sonraki süreç itibariyle ulusal egemenliğimizi korumanın en büyük enstrümanları, diplomasi ve uluslararası hukuk olmuştur.
Sayın büyükelçim, Kosta Rika’nın dış politika yönelimini biraz daha açabilir misiniz? Ayrıca dış politikadaki diplomasi eksenli tutumunuzun iç politikanız ile bir bağlantısı var mı?
Dış ve iç politikamız barış hakkını savunmak, üzere kuruludur. Adalet, eşitlik, dayanışma, demokrasi ve insan haklarına duyulan saygı gibi olguların hepsi diyalog ve mutabakat zemininin oluşmasına yardımcı olur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Yurtta sulh, cihan da sulh’ sözüne ilişkin bir prensiple hareket ediyoruz. Kosta Rika olarak ülkemizde sürdürülebilir bir barışı sağlayıp, bunu dünyaya da teşvik etmek istiyoruz.
Sayın Fallas barışçıl dış politika vizyonunuz da insan hakları kavramının temsil ettiği değerlere sıkı bir vurgu yaptınız. Kosta Rika için insan hakları ne anlam ifade ediyor ve bu bilinci hangi yöntemlerle sağlıyorsunuz?
İnsan hakları, Kosta Rikalı kimliğinin kalbinde yer alan bir parçadır. Bunun inşasındaki en önemli faktör ise eğitimdir. Eğitiminizi muhafaza etmezseniz, insan haklarını koruyamazsınız. Bizim için eğitim barışın bir aracıdır. Eğitim/öğretim sürecini Ulusal bir öncelik olarak görüyoruz ve 1869 yılından beri de ücretsiz ve zorunludur bir şekilde halkımıza sunarak bahsi geçen değerlerin kurumsallaşmasına zemin oluşturmaktayız.
Çok geniş kapsamlı bir eğitim sisteminden bahsediyorsunuz, diğer devletlere nazaran sizler bu finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Yukarıda da bahsettiğim üzere bir ordumuz yok. Böylelikle buraya harcayacağımız yüksek meblağları eğitime ve sağlık alanlarına yöneltebiliyoruz.
Röportajımız şu ana kadar ağırlıklı olarak Kosta Rika’nın iç-dış politik yönelimleri üzerinden seyretti. Sona yaklaşırken, Kosta Rika’nın doğal güzellikleri üzerine ve çevre eksenli büyüme modelinize dair sorularımızı yöneltmek istiyoruz. Kosta Rika’nın sahip olduğu doğal zenginliklerden bahsedebilir misiniz?
Kosta Rika, ismen de zengin bir ülkedir. İspanyolca, ‘Zengin Kıyı’ anlamına gelmektedir. Bizim doğal zenginliğimiz altın, petrol veya gaz olmamakla birlikte yer üstündeki doğal imkanlardan ve de yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan bir zenginlik ölçütümüz var.
Yale Üniversitesi’nin 2018 yılı çevre performans endekslerine göre dünyadaki en iyi 30 ülkeden birisiniz. Sizi bu başarıya götüren etmenler nelerdi?
Fiziki unsurlara bir kez daha değinmek istiyorum, Kosta Rika’nın dünya üzerinde yüz ölçüme dayalı payı, %0,03 olmakla birlikte dünyada tanımlanmış biyolojik çeşitliliğin %6’sına sahibiz. Bu rakamlar biraz daha aydınlatıcı olacaktır. Ama almış olduğumuz bu unvan, sahip olduklarımızdan ziyade koruduklarımız ile ilişkilidir. Biyoçeşitliliği koruma endeksli bir ekonomi modeline sahibiz. Bundan kastım ise, biyoçeşitliliği korumak istiyorsanız çevreden her istediğinizi alamayacağınız gerçeğiyle yüzleşen bir yönetim anlayışına sahibiz.
Mesela Kosta Rika’nın 12 tane volkanı var. Bu volkanlar muazzam bir enerji kaynağıdır. Bu potansiyelin kullanılması durumunda Kosta Rika’nın petrole veya doğalgaza ihtiyacı kalmaz. Ancak bu volkanlar çevrenin korunduğu özel alanlarımızda bulunuyor. Bu nedenle de onlara dokunmuyoruz. Bu mesele ülkemizde oldukça tartışıldı ama sürdürülebilir bir çevreci ekonomi modeli oluşturmak istiyorsanız tercih yapmanız gerekir. Yenilenebilir enerji modellerine yönelmek gerekir. Toplumsal gelişim ve ekonomik gelişimi bir arada götürmek için doğal imkanlarımızı sürdürülebilir bir hale getirmemiz lazım.
Sayın büyükelçim sürdürülebilirlik üzerinde de çok durdunuz, bu kavramı biraz daha açabilir misiniz? Kosta Rika için sürdürülebilir model ne anlam ifade ediyor?
Sürdürebilirliği bir üçgene benzetebiliriz. Bu üçgenin ilk ayağı ekonomi ve büyüme ikinci ayağı ise sosyal istikrardır. Son ayağının da doğanın korunması olarak açıklayabiliriz. Bu üçü uyum içerisinde olduğu takdirde sürdürülebilirlikten bahsedebiliriz.
Sayın büyükelçim geniş eksenli değerlendirmeleriniz için tekrar teşekkür ederiz. Umuyoruz ki, ekonomik büyüme modelleri, bütün dünyada çevreci bir yaklaşımla ele alınır ayrıca, barışı ve diplomasiyi de çatışmaların önünde bir uzlaşı olarak gören bir sistemi inşa edebiliriz.